Geri Dönüşü olmayan Rubicon Yoluna sapmak ve bu yolda yürümeye çalışmak; vizyon, cesaret, kararlılık, netlik, gerçeğe uygunluk ve hepsinden önemlisi de amaç gerektirir.Öncelikli bir amaca sahip olmak ise hayatı yaşamaya değer kılmanın tek yoludur.
Amaç insanların ne hissettiklerinin ve ne yapmak istediklerinin yönüne vurgu yapar. Amaç, kişilerin yaşamlarına ait faaliyet / eylem alanlarına odaklanmasıdır. Amaç insanların dünyayı tek başına anlama çabası değildir. Amaç dünyamızı daha güzel ve anlamlı kılmak için aynı doğrultu ve arayışta olan insanları bulmak ve birlikte hareket etmektir. Çıkış noktası amaç olan bu anlayış gücünün hayatımıza getireceği yararları somut, ölçülebilir, gerçekçi, sonuç odaklı ve zaman sınırlaması olan net bir vizyon ile ayrıca ortaya koymamız gerekir.
Vizyon denilince aslında hepimizin aklına amaç ve hedefler gelir. Net bir vizyona sahip olmak için de aynı amaçları misyon edinmiş kişileri bir araya getirmek gerekir. Kişilerin de bir vizyonu vardır ve kişisel vizyonlar iş vizyonlarını oluşturmanın temel taşıdır. Kişisel vizyonumuzu belirlerken özümüze dönüp kim olduğumuzu ve gelecekte ulaşmak istediğimiz hedefleri iyi belirlememiz gerekir. İyi bir vizyonun net, ölçülebilir ve sonuç odaklı hedefleri olmalıdır. Hedefler vizyona işlerlik kazandırır.
Özellikle iş dünyasında bir vizyon ile ilgili en önemli husus hissedarlar, çalışanlar, müşteriler gibi önemli bileşenlerin çıkarlarına ne kadar iyi hizmet edeceği ve gerçekçi bir rekabet stratejisine ne kadar kolay dönüşebileceğidir. İyi vizyonlar insanları harekete geçirecek kadar açık ama aynı zamanda inisiyatif kullanmalarına izin verecek kadar da esnek olmalıdır.
Bir kurumda vizyonun sadece dıştan gelmesine odaklanmak uzun dönemde bizi ve içinde bulunduğumuz organizasyonu zayıflatabilir. Doğru kişilerle bir araya gelerek oluşturulan vizyon insanların iş ilişkilerini de geliştirir. Bir insan çok şey başarabilir ama en büyük vizyonlar bir arada çalışan birçok insanın işbirliğiyle gerçekleşebilir.
Vizyonunuzu sağlıklı kılabilmek için gerekli olan insan gücünü temin etmek, bir arada çalışabilecek kişilerden etkin takımlar oluşturmak ve takım ruhunun dozunu iyi ayarlayabilmek sizi rubikon yolunda adım adım ilerletecektir. Bu yolda oluşturduğunuz sağlıklı vizyonu takımlarınızla paylaşabilirseniz aynı zamanda ortak kimlik duygusu yaratabilirsiniz. Paylaşılabilen vizyonla; ortak amaç duygusu, ortak kimlik ve ortak değerler oluşturulabilir.
Hem kişisel hem de kurumsal başarılar elde etmek için dahil olacağımız takımlar bireysel vizyonumuza uygun amaç ve hedeflere odaklanmış olmalıdır.Takımınız ancak yaratacağınız yön duygusuyla fikir ve alternatifler üreterek, kurum için amaç, hedef ve bunlara nasıl ulaşabileceği konusunda stratejiler oluşturacaktır.
Abraham Maslow’un yaptığı bir çalışmada başarı düzeyi yüksek takımlardaki en çarpıcı özelliklerden biri amaç ve vizyon ortaklığının bulunmasıydı. Maslow, başarılı takımlarda şunları gözlemledi:
Bu takımlarda görev insanın kendisinden ayrı değildi artık. İnsanlar bu görevlerle öylesine güçlü bir şekilde özdeşleşiyorlardı ki, bu görevi işin içine katmadan onun gerçek kişiliğini tanımlamak mümkün olmuyordu.
Tıpkı Hamel ve Prahalad ‘ın sözleriyle “ Bağlanmaya değer bir amacın saptanmasıdır “ yani anlamlı bir amaca hizmet etmeli, tepe yönetimden en alt kademede ki tüm çalışanlara kadar ortak ilham veren bir amaç hedeflenmeli ve tüm çalışanlar artık bu amaca tutku ile bağlanmalıdır.
Yazar hakkında